20 Haziran 2025 Cuma

Mavi gök ile yeşil toprak arasında bir yerlerde

 

Bir zeytin ağacı… Dedem dikmiş. Hemen yanında doyamadığım limonların ağacı güneşle dans ediyor. Toprağı kurumuş mu ne? Ama kapılar ardına kadar kilitli.


Köşke çıkıyorum sonra kırık dökük merdivenlerden. Yerler hâlâ delik deşik çocukluğumda olduğu gibi. Ocağın üzerinde solmuş bir takvim, son yaprak ölmeden bir gün öncesine mi ait yoksa? Sahi ölen kim? Sen mi yoksa ben mi?


Ve kapılar hep kilitli. Kırmalıydım belki de kilitleri aklımın kilitlerini kırdığım gibi! Kilere iniyorum sonra. İşte ben! Gölgem, asılı kalmış bak! Bir merdiven ahşap ve eski ama benden yeni! Bahçe kapısı düşmüş ölü taklidi yapıyor ben güleyim diye. Tebessüm ettim sadece. Kantaron topladım sonra kalbime sürerim diye.




Kapılar hâlâ kilitli. Kapılarımı kilitlemişler.

Çarşıya çıkıyorum sonra… Bayram günü salıncak ittiriyor biri. Asırlar evvelinden bir sahne gibi. “Hâlâ var mı?” diyor içimden küstah bir ses. Sus diyorum şuraya bak; “Kızarmış kelle” yazıyor tahta bir arabada. Kokoreç yerken iyisin deyip tokatlıyorum usumu!



Cleopatra kapısından geçiyorum elimde azık peştemâlimle ve arkama bakıyorum…

Çocukluğumun kapılarını kilitledikleri geliyor aklıma.

Dedemle hesaplaşıyorum bir de babam ve Tanrıyla!

Açılıyor tüm kilitler ardı arkasınca.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...