19 Eylül 2017 Salı

İŞLER BAZEN TERS GİDER


Bir şeyler yolunda gitmez bazen. Hayat rampayı çıkmaya çalışan eski bir araba gibi ilerliyodur sizin için. Oysaki siz her şeyin bir an evvel hallolmasını istiyorsunuzdur. Ve böyle düşündükçe de araba aşağı doğru kayıyordur…

Birkaç gündür böyle hissediyorum ben de… Hava sıcak ve basık…

İş çıkışı kumsala inmek istedim. Denizin beni kucaklayacağından asla kuşkum yoktu. Okullar açılınca kumsal da boşalmış. Şezlonglar boş, deniz neredeyse tamamen boş. Sadece boş değildi, yorgundu da… İçinde ne varsa sahile boşaltmış. Her yer yosun içindeydi. Belli ki o da yorgundu. Herkes ve her şey yorgundu bugün…

Fakat dedim ya denizin beni kucaklayacağından kuşkum yok diye. Evet, haklıydım. Deniz bazen temkinli yaklaştığınız bir insan, yeni bir arkadaş gibidir. Sizi üşütmesinden çekinir suya kendinizi yavaş yavaş alıştırırsınız… Dalgalar önce ürkütür sizi ama ona da uyum sağlarsınız. Ve deniz olanca gücüyle kucaklar sizi, kimsenin kucaklamadığı gibi. Sonra onunla dans etmeye başlarsınız.

Ve o an unutursunuz her şeyi.

İşler bazen ters gider evet ama illaki bir el uzanır zamanı geldiğinde.

ÇAY MI KAHVE Mİ?

Güne çayla mı yoksa kahveyle mi başlarsınız?
Doğrusunu söylemek gerekirse benim neyle başlayacağım belli olmuyor. Fakat son bir kaç haftadır istikrarlı bir şekilde Türk kahvesiyle güne merhaba diyorum.
Bunu da hem gözlerimi daha kolay açmak hem de metabolizmamı harekete geçirmek için yapıyorum.
Kahvenin büyüleyici kokusuna gelirsek... Hakkını vermek lazım ki sanki farklı bir dünyadan gelen o kokunun içinde bir kaç saniye de olsa kaybolmamak elde değil.
Şimdi... Bu kokuda kaybolacağım ve geri geleceğim...

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...