9 Ağustos 2019 Cuma

Açıkhava Sineması

Gece/dış/Açıkhava sineması
Taş mektep...
Çarşının bitiminde...
Denizin kokusu gelir akşam karanlığında. Taş mektebin duvarları sıcacıktır, Güneş yeni kalkmıştır üzerinden...


Işıklar yanıyordur bahçede, rengarenk... Tahta masalar ve sandalyelerin her biri bir şeyler anlatır gibidir... Onlar da rengârenktir seyirciler gibi. Gazoz kapaklarının seslerini duyarız. Açıldığı yere düşerler teker teker. Patlamış mısırın kokusu ortalığı tütsülerken külahta bekleyen çekirdekler çitlenmeye başlanmıştır.
Bir martı selam çakar, yıldızlar söner usuldan...
Beyaz bir perde görürüz. Tanıdık eski bir perde...
Yıllar sonra bilmem kaç senelik okulun bahçesinde buluşmuştur birbirini tanımayan yüzlerce insan bu perdeyi görmek için...
Sokaklar yansır, eski sokaklar... İnsanları, tanıyoruzdur fakat artık yoklardır. Her birinin bir hikâyesi vardır tıpkı mektebin bahçesinde toplanan insanlar gibi ve herkes kendi hikâyesini izler aslında. O sokaktan o da geçmiştir, denize orada girmiştir, nerededir o eski günler, hani o ahşap ev nerede...
"Bak kahve hala ayni yerde" derken ihtiyar bir amca, bastonunu atar kenara usulca.
Sevinçtir beyaz perde, mutluluktur, umuttur... Bir anda toplar ve dağıtır.
Çocukların kucaklarında tahta sandıklar ve sandıklarda Alaska Frigo da vardır.

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...