Palto adlı oyundan bahsetmeden önce gerçek hikâyesinden
bahsedelim. Palto benim çok sevdiğim hikâyelerin en başındadır. Sadece benim
değil öyle ki, Dostoyevski Gogol’un bu eserinde gönderme yaparak “hepimiz Gogol’un
Palto’sundan çıktık” der. O derece kıymetli ve çok manidar bir eserdir. Gogol
bu hikâyeyi duyduğu gerçek bir hikâyeden esinlenerek kaleme alır. Tüfeğini dereye
düşürdükten sonra bunalıma giren bir adamın hikâyesinden esinlenmiştir.
Arkadaşları yeni bir tüfek alınca iyileşmiştir adam.
Özetle bu hikâye gerçek bir dramdır. Yoksulluğu eksprestyonist
derinlikle anlatır ve o dönemin Rusya’sında oldukça tepki de çeker.
Oyuna gelirsek; oyun tek kişilikti. Elbette bildiğimiz bir hikâye
şekil değiştirerek sahneye konacaktır hele de tek kişilik oynanıyorsa. Veysel
Alankaya’nın sahnelediği oyun dram türünde değildi. Komedi de değildi fakat çok
emin olmamakla beraber sanırım komediydi. İlk kez böyle bir cümle çıkıyor ağzımdan.
Gerekli ve gereksiz bulduğum birçok şey vardı bu oyunda.
Başkarakter Akaki’yi iyi analiz edersek eğer; iş arkadaşları
tarafından devamlı aşağılanan, içine kapanık, yoksul, özgüvenini kaybetmiş bir
adam. Böyle bir karakterin sahnenin kenarından değil de başka bir kapıdan,
doğrudan seyircinin yanına çıkması ve seyirciyle esprili bir diyaloğa girmesi
beni çok şaşırttı.
Oyunun alt başlığı “Kahkahayla gözyaşı arasındaki sosyal
sınıf çelişkisi ve aşk”
Buradan anladığım “kahkaha” Akaki’nin arkadaşları tarafından
düştüğü durum olsa gerekti… Fakat oyun (oyuncunun mütebessim oluşundan mıdır
bilemedim) ilginç bir şekilde komedisel devam ediyordu oyun. Dekor ve
kostümlerde de ciddi hatalar vardı. Stil danışmanlığı eğitimine sahip olduğum
için en ufak detay gözüme çarpar. Bu bir dönem oyunu ve karakterimiz bir memur
olduğu için masa üzerinde devamlı yazı yazıyor. Tükenmez kalem kullanmıyor, kuş
tüyü kalem kullanıyor döneme uygun olarak. İsterdim ki masa ve sandalye de
eskiciden alınmış olsundu. Belki başka sahnelerde öyledir de burada böyle oldu
bilemiyorum eğer öyleyse de siyah bir örtüyle kaplanmalıydı. Öte yandan Akaki’nin
eski paltosu bir çeşit yağmurluk kumaşındandı. Adam akıllı eskitilmiş bir
redingot kullanılsa daha iyi olurdu. Konu palto olunca eskisi de yenisi de
hakkını vermeli diye düşünüyorum. Yeni paltonun da yine bir redingot olması
daha doğrusu kurk yakalı bir redingot olması iyi olur. Sahnede gördüğümüz üstlüğün
tamamı kürk paltoydu. İç çamaşırı da uçları sökük siyah poplin olmalıydı. Ve
Akaki’nin gözlüğü yuvarlak, siyah kemik çerçeve olursa silik ve güvensiz
kişiliğinin altını daha da çizmiş ve dönem stiline sadık kalmış olursunuz. Pantolon
ve pantolon askısı güzeldi.
Tüm bu “olmalıydılar”ı neden yazdığıma gelirsek; kostüm ve
aksesuar oyunun imzası gibidir bir nevi. Konuyu, performansı, oyuncuyu
tamamlayan yegâne parçalar. Yoksa sanat yönetmenleri neden var değil mi?
Oyunda en beğendiğim yerlerden biri kâğıtların havada
martılar gibi uçuşması. Oyuncunun hakkını vermem gerekirse; pire gibi adam! Bir
yerde, bir gökte… Özellikle terzi ve Akaki’nin diyalogları çok güzeldi.
Karakterden karaktere geçişteki akışkanlık o kadar iyi ki, kafa dağıtan bir
keskinlik olmaksızın karşı karaktere geçebiliyor oyuncu. Sahnede kendi
yarattığı rüzgâra gösterdiği direnç, kâğıtları kaşla göz arası rüzgâra
kaptırması ve kâğıtların savruluşu takdire şayan. Bu arada kağıt seçimi çok
iyiydi bu da dikkatimden kaçmadı.
Fakat oyuncu çok hızlı oynuyor. Sebebini bilmiyorum, belki
de öyle istiyor. Çok hızlı gittiği için mesela; Akaki’nin paltosu için verilen
partinin başlangıcı çok iyi anlaşılmıyor. Hızlı ve mütebessim bir yüz ifadesi
oyuna “komedi” havası veriyor. Başında da dediğim gibi belki de komedidir. Tam
kestiremedim. Fakat hikâye bir dram olunca beklentimde bu yönde oluyor. Elbette
sanatçının yorumuna karışılmaz ama ortada bir belirsizlik var gibi. İnteraktif
oluşu hoşuma gitmedi. Konusuyla, yazarıyla ve döneminde tepki almış olmasıyla zaten
baştan aşağı ağır detayları olan bir oyuna böylesi eylemler katmak; insanın
üzerine aldığı fazladan aksesuarlar gibi görünüyor…
Kostümler elden geçer, daha yavaş ve belirgin oynanırsa çok daha iyi olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder