Aynı adlı
sahne müzikalinden sinemaya uyarlanan Cyrano harika bir dönem filmi. Gösterinin
köküyse 1897 tarihli Cyrano de Bergerac’a dayanıyor. Bugün aslında Büyük
Sahne’ye oyun izlemeye gitmiştim. İki perdelik çok güzel bir oyundan çıkmış
merdivenlere doğru yürürken filmin afişi dikkatimi çekti. Cyrano’yu okuyunca
aklıma orijinal oyunu geldi. Hemen internetten kontrol edip bilet aldım. Film
başlayalı beş dakika olmuştu ve kendimi hemen salona attım. Bu arada tek başıma
vip salonda izledim filmi. Yok yok bana özel değildi ama öyle oldu sanki.
Eserin
orijinalinde Cyrano güzel meziyetlerine rağmen burnunun çok büyük olmasından dolayı
utanç içindedir. Burada ise boyunun kısalığından dolayı çekinen biri çıkıyor
karşımıza. Daha önce de performansını izlediğim ve her görüşümde fazlasıyla Charlie
Chaplin’e benzettiğim bir oyuncu var; Peter Dinklage. Amerikalı tiyatro
oyuncusu Peter bu filmde de harikalar yaratmış.
Film görsel
anlamda buram buram tarih kokuyor. Aksesuarlar, kıyafetler tipik bir görsel
şölen. Filmde çok kişinin gözünden kaçabilecek bir detaydan bahsetmek
istiyorum. O dönemde düelloya davet, eldivenin yüze çarpılmasıyla olurdu (Puşkin
de maalesef böyle bir düelloda hayatını kaybetmiştir) İşte filmdeki tiyatro
sahnesinde de bunu görüyoruz. Cyrano güçlü ve cesur bir askerdir. Bu düellodan
da sağlam çıkar.
Çok güçlüdür
ama Roxanne’ye açılamaz. Çok aşıktır. Dük de aşıktır ona başka bir çok kişi de
ama Roxanne çok gururlu ve çok romantik bir kadındır. Durmadan yakınır “biri
bana duygularını söylese, sonsuza kadar yanımda kalacağını söylese…” diye
şarkılar söyler. Bir gün Roxanne de aşık olur. Ve bu aşık olduğu adam
Cyrano’nun alayına katılacak bir asker adayıdır. Cyrano ve Roxanne çocukluk
arkadaşıdırlar… Bir gün Roxanne aşık olduğunu Cyrano’ya anlatır ve o kişiyi
alayında korumasını ister Cyrano’dan. Cyrano bağrına taş basar ve adamı
incitmez. Asker artık alaydadır ve o da Roxanne’ye aşıktır.
Gel gelelim
duyguların ifadesine…
Burada
aslında gözümüze sokulmak istenen şey maddeden çok mananın ne kadar önemli
olduğu. Roxanne duygulara çok önem veriyor. Ve askerden mektup istiyor fakat
adam duygularını ifade etmekten aciz “her şeyi verirdim birinin hislerimi ona
söylemesi için” diyor cesur savaşçı ve Cyrano bu konuda ona yardım ediyor.
Burada
aklımıza “kalem kılıçtan keskindir” sözü
gelmeli. Cesaret, yakışıklı oluş ve birçok özellik de bir yere kadarmış. Bu
filmde ise Cyrano’ya kadardı… Çok fazla anlatmayayım. Cyrano devamlı bu askerin
ağzından aslında kendi duygularını yazıyor Roxanne’ye ve kadın adama büyük bir
tutkuyla bağlanıyor aslında bağlandığı kişi Cyrano’nun kalbinden dökülenlerdir.
Sonun da ne
mi oluyor…
İzleyince
göreceksiniz.
(Bu arada
filmdeki bir sahne aklıma İnziva adlı oyunu getirdi. Buradan yazanına,
yönetenine, oyuncularına da selam olsun…)
Filmde bir mağara sahnesi vardı. Mağarada askerler ailelerine verilmek
üzere mektuplar veriyordu ulağa… Asker her yerde asker acı her yerde aynı.
Özetle:
Cisim öylece kalırken, ruh çok güzel kazanır. Uzun vadede mânâ her zaman galip
gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder