16 Aralık 2020 Çarşamba

Bir ben...

 


Allah'ım ya Rabbim! Pirinç toplamaya giden Japonlar gibiyim. 
Suratım servis tabağı gibi. Eh tabi Bodrum'dayım, suratım mutluluktan yayılabildiği kadar yayılmış! Simdi orada olmalıydı, Leman kafede... Bir kahve, belki bir kahve daha... Ben pek oturamam illa kalkar giderim. İçmelere doğru yürürdüm mesela. Zeki Müren müzesine gidip onun güzel şarkıları eşliğinde eşyalarına bakardım. 
En çok da mutfağını severim. Sade, sıcacık. Son kullandığı çatal bıçak; bu dünyaya ziyaret amaçlı geldiğimizi hatırlatır gibi. Bahçesinde belki bir kahve daha içerdim. Oradan taksi ya da minibüsle merkeze... Atatürk caddesine mi gitsem... oluuuur. Biraz dolandıktan sonra Yalikavak'ta alırdım soluğu mesela... Ah ne eser simdi orası, essiiiin üşümem ki.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...