30 Mayıs 2020 Cumartesi



Kadın dişçisine gitmek için yola çıkar. Gider biner, iner, biner, iner ve gider... Daha vakti vardır. Dişçiye gitmeden önce kokoreç yemenin iyi olacağını düşünür, yanında da beş on midye... Hava isinmaya baslamistir. Çarşı çok canlidir. Her sey bahari andirir. Sokaklar, insanlar, magazalar. Mendil saticilarinin yaninda artik maske saticilari da vardir. "Maske uc lira" "Polyester" der kadın maskeye nefretle bakarak... "Hic bir seyi ayirtedemiyor bu millet" diye soylenir sessizce. Kokorec yer, midye yer... Yedikten sonra kalori hesabi yapar ve diyetisyenlerin neden bu iki gıdanın uzerine gittiklerini dusunur. Gunah cikartir hesabi oderken... "Bi daha yemicem valla" Soz verirken kasanin yanindan bir de magnet alir buzdolabina yapıştırmak icin... "Yemicem" "Yemicem" "Yicem lan" Acili midyenin enfes tadi damagini terk edecek gibi degildir. Kadin dişçinin sokagindadir. Randevuya 15 dakika vardir. Hava sicaktir. Bir banka oturur ve sicaktan isil isil isildayan yagli suratini pudralamaya baslar. Pudralar pudralar... Her yer bembeyaz olur. Ortaligi sis kaplar... Kadin zor bela karsi kaldirima gecer. Binaya girer. Disci koltuguna oturur. Sis dagilir, garson gelir. "Başka bir arzunuz var mi hanfendi?" "Bir kova midye, acili olsun!" BtL #midyecikoray

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...