23 Haziran 2019 Pazar

Yolda


Nefes alamadigimi sapkamin golgesine sigininca farkediyorum ve gelen esintinin sadece yelpazemden kaynaklandigini... Bulutlu olacakti bugun, icimdeki bulutlar dagilacakti belki... Basimi onume egdigimde uzerimdeki kumasin dun kumas pazarindaki bir tezgahin uzerinde oldugu geliyor aklima ve ayaklarima degdigini hissediyorum omzumdan baslayarak...

Elimin uzerine dokulen turuncu fularim Budist Rahiplerin şallarini hatirlatiyor... Turuncu ve oldukca kutsal...


Rengi solmus bir gul gibi... Herhangi bir gul degil, kurutulmus bi Balat gulu kadar anlamli geliyor... Ruhuma dokunmasi icin kokmasi gerekmiyor, cok pembe olmasi da... Hasir sapkamin ellerimde biraktigi izlere bakiyorum ve bir dusunurun "cocuklar islak beton gibidir" sozu geliyor aklima; ne yaparsaniz izi kalir diyor sonunda. Cocuk gibi oldugum geliyor aklima. Bir dostum sen yaslanmasin demisti, bir diger dostumsa serzeniste bulunmus; cocuk gibisin demisti... Ne yapayim, pamuk sekerini cok seviyorum deyip onun agzina da bir parca tikmistim ve o da cocuk olmustu.
Hep bir seyler oluyor ve hep bir seyler oluyoruz... Canim pembe renkli pamuk sekeri istiyor. Biraz da soguk su. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba Halikarnas Balıkçısı

  Merak ettiğim bir oyundu “Merhaba Halikarnas Balıkçısı” Sebebi kırmızı çizgilerimden biri olan M. Cevat Şakir anlatısı olması. Bu bir an...